Alışverişte Nasıl Kazıklandığınızın Bilimsel Açıklaması (I)

“Zaman alışveriş dünyasının acımasız efendisidir” diyen bir Antropologun sözünden yola çıkarak, Alışverişin bilimselliği, tuzakları ve mağaza açılış çılgınlıkları olmak üzere 3 bölümden oluşan araştırmamı sizlerle paylaşmak istiyorum..

 Antropoloji dünyaya farklı bir açıdan bakmamızı sağlıyor. Özellikle de günümüz teknolojisinin ilerleme hızını düşününce birçok insan faktörünün geri plana itildiğini gözlemleyebiliyoruz.

Antropolojinin temelinde ise insan, insan davranışları, çevreyle etkileşimi yatar. Alışveriş ise hayatın temelinde yatar. Bunun da temelinde insan var. Alışveriş insanın kanında var derler. İki olgunun da özü insandır. Bu yüzden alışveriş bilimini meydana getirirken antropolojinin katkısı tartışılmaz.
    
Alışverişin Bilimselliği olarak; İnsanların belli başlı eğilimleri, sınırları ve ihtiyaçları vardır. Perakende ortamı da bu karakteristiklere göre uyarlanmalıdır. Bu alışveriş biliminin ilk ve en basit prensibidir.

Alışveriş bilimi bize ikna etmekle kârlılık arasında çok girift ve ayrılmaz bir bağlantının olduğunu gösterir. Her bakımdan ikna etmek konusunda titiz davranırsanız, kârlılığınız garanti altına girer.

Müşterilerin özel ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir perakende ortamı inşa etmeniz ve işletmeniz halinde, başarılı bir mağaza yaratırsınız.

Müşterinin neyi sevip neyi sevmediğine bakıldığında ; Müşteriler en başta dokunmayı sever. Hemen hemen planlanmamış alışverişin tamamı mağazada dokunarak yapılmış alıverişlerdir.

-Keşfetmeyi severler. Bırakın müşteri mağazanızın içindeki bir “kokunun” peşine düşsün ve aradığını keşfederek bulsun.

-Konuşmayı severler çok da önemlidir. Arkadaş gruplarının dikkatlerini çeken mağazalar iyi iş yapar. Ürünlerinizin konuşulduğu bir atmosfer yaratabiliyorsanız, ürün kendi kendini satacaktır.

-Müşteri tanınmak ister. İsmiyle tanındığı yerlere gitmek ister. İşte bu küçük yerel mağazaların büyük ulusal zincirlerle savaşacağı alanda bu.

-Müşteri kelepiri de sever. Bedava, eşantiyon gibi şeyleri çok önemserNeleri sevmediklerine gelince, müşteri, beklemeyi, kendisine gereksiz soruların sorulmasını, stokta kalmamış ürünleri, okunamayan fiyat etiketlerini ve rahatsız edici hizmeti sevmez.

Alışverişin en önemli unsuru olan Kadınların etkinliğini düşünürsek; Bir mağaza çocuk dostu bir yaklaşım sergilemiyorsa müşteri ebeveynler bunu algılar ve bu mağazadan uzak durur.

Örneğin, annelerin bebek arabalarını rahatça sürecek genişlikte koridorlar olmaması 20’li 30’lu yaşlarındaki kadın müşteri kitlesinin bu mağazayı tercih etmemesine neden olacaktır. Çocuklar ihtiyaçları göz önüne alındığında çok hararetli tüketicilerdir. Bir başka deyişle çocuklara birşey satmak isteniyorsa onların görebileceği ve alabileceği yerlere konulmalı ve canı sıkılmış bir çocuğun eğlenmesini sağlamak gerekli.

Kadınlar rahatça mağazada dolaşmaya, satış elemanlarıyla konuşmaya, ürünleri incelemeye, sorular sormaya, ürünleri denemeye ve sonunda satın almaya daha yatkındır.

Buna karşılık erkeklere gelince, erkekler bir mağazanın koridorlarında kadınlardan daha hızlı hareket ederler. Erkekler bakmaya da daha az zaman harcarlar. Birçok durumda onların satın almayacakları bir şeye bakmalarını sağlamak çok zordur. Soru da sormazlar. Genelde bir erkeği mağazada ilgilendiği bölüme doğru sabırsızca hareket ederken görürsünüz.

 İstatistiki bir araştırma sonucuna göre;Kadınlar satın alırken daha mı detaylı inceleme yaparlar? Sorusuna karşın:

Kadınlar ürünleri satın almadan önce inceliyor. Drugstore’da alışveriş yapanların yüzde 91’i ambalajın önyüzünü, yüzde 42’si arkasını, yüzde 8’i de yan yüzlerini okuyor. Kadınlar yüz temizlemecilerin ambalajını 13 saniye, nemlendiricilerin ambalajını 16 saniye, el, vücut sabunlarının ambalajını 11 saniye, duş jelinin ambalajını 5 saniye, güneş ürünlerinin ambalajını 11 saniyede okuyorlar.

Bu araştırma sonucuna göre benim çıkardığım sonuç; kadınların alışveriş yaparken ilgi alanlarında ne kadarda dikkatli ve etkin olduklarını göstermektedir..

 -Devam edecek…..

print

Bir cevap yazın