Bu günlerde yüreğimde bir durgunluk, bir ağırlık var. Gönül kapım kapanmak için zorlanıyor.
Yaşamda öğrenilecek en önemli dersin sevgi olduğunu sanırdım… Aksini ispatlamaya çalışanlar var.
Sevgi çok güçlü, bozulamaz, elle tutulmaz sanırdım… Tutmak isteyenler var.
Sevgiye sahip olunamaz o bir serin esen rüzgâr gibidir eser gider sanırdım… Durdurmaya çalışanlar var.
Sevgi, birlik bütünlüktür, sevgi sınır, engel tanımaz sanırdım… Engellere takanlar var.
Hani sevgi özgürlüktü? Ruhu bağlayansa korkuydu… Özgür kılan ve bütün bağlardan koparan sevgiydi… Aksini düşünüp uygulayanlar var.
Yok yanılıyorlar. Sevgi yaratıcıdır… O her iyi şey için çalışır, her şeye karşı değil…
Sevgi öylesine uludur ki, öylesine bir sevinç getirir ki, hiçbir şey, hiçbir baskı onu bastıramaz.
İstediğiniz kadar karanlıkta bırakın, atın en kuytu kuyulara… O yine dans eder şarkı söyler…
Her yere eser yetişir… Güneş görmeyen yerde bile yetişir.
Ya sizin, kendi egonuzun girdabında fıldır fıldır dönenler? Sizin gönlünüzde sevgi var mı?
Siz, sizi seviyor musunuz?
Siz birbirinizi gerçekten seviyor musunuz? Hayır! Sanmıyorum. Çünkü sevgi içten başlar dışa yayılır. Ben dıştan kötülüğün kokusunu, nefesini alıyorsam eğer, bu sevginin değil hırsın soluması.
“İyilik” kılığında gezen karanlıklar, aydınlığı gösteremezler. İnsan iyilik yapayım derken asla kötülüğe kayamaz.
Aklın ve bilginin bunca gelişimine karşın “Bu da yapılır mı? Dedirttirecek şeyler yaşıyoruz şu sıralarda. Bunca iyilik yapan varsa eğer kötü kılığını gizleyebilir mi?
Gerçek koşulsuz sevgiyle yapılan iyilikler asla karşılıksız kalamaz.
Evet, sevgi her şeyin kapısını açar denir, bunun doğruluğu bence sevginin en büyük örneğini yaşatan Türkan SAYLAN hocam bunu tüm Türkiye’ye ispatladı.
Sevgiye baraj, sevgiye kelepçe vurulamaz, sevgi akar bir okyanus gibidir kapanamaz. Şimdi bir okyanus misali sevgi desteği, yapılanlar bu ulu çalışmanın karşılığını veriyorlar.
Türkan Hocam merak etme; sevgiyle yaptığın iyilik o kadar küçümsenecek ve karanlıklara eş olacak bir şey olamaz. Yani “O” kategoride yan yana konamaz.
Sizin yaptığınız büyük iyilik çok göze battı. İngiliz taşlama yazarı Samuel Butler’in dediği gibi “ İyilik yapmak isteyen kişi, ufak tefek iyilikler yapmalı.” demiş. Bence hocam sizde çok olmuşsunuz ha. Kendinize çalışsaydınız ya size ne elin okumayan kızlarından, hastalarından, bıraksaydınız da kendi hallerinde sürünselerdi.
Ama hocam siz bu yapılanları düşünmeyin artık. Tevrat’ın saptadığı gibi, Güneş altında yeni bir şey yok, unutulanın dışında…
Bunlarda unutulacak zahir ama nasıl? Ne kadar acımasız ve uyarıcı bir söz aslında yazık…
Bu yanlışlık “Kendi kazdığı kuyuya düşenler” misali oldu. 100 bin kıza ulaşılacak bir destek yapılacak, sizin isteğiniz gerçekleşecek merak etmeyin hocam. Bırakacağınız bayrağı taşıyan yüz binler var arkanızda…
Sevginin yolu asla kapanmaz. Ya ben sevgiden nasıl vazgeçerim ki? Nasıl iyiden kötü çıkarabilirim ki?
Sevmeyi biliyorsam eğer…