İÇİNDEKİLER
- Yerel Yönetişim Açısından Konseylerinin Demokratik Yapısının Sorunları ve Bu Sorunlara İlişkin Öneriler / Yrd.Doç.Dr. Ahmet FİDAN
- Ulusal ve Küresel Su Savaşımları Kapsamında Türkiye’nin Su Politikaları / Halil DAĞ
- >>>>
İÇİNDEKİLER
Yrd.Doç.Dr. Ahmet FİDAN
Ordu Üniversitesi Öğretim Üyesi
ÖZET:
Türkiye’deki demokrasi düzeyi gibi, Türk demokrasinin organelleri olan kurum kuruluş, sistem ve sistematikler de halk katmanlarına 1923 sürecinde lutfedilmiş olarak doğduklarından dolayı tam olarak içselleştirilmeleri maalesef hala gerçekleşememiştir. Bu sürecin bir sonucu olarak devletin demokratikliği şeklen bir gerçeklik iken, bunun içinin doldurulması veya çoğulcu ve katılımcı boyutu konusuna geldiğimizde büyük ölçekli vahametler görülmektedir. Haliyle durum böyle olunca, demokrasinin beşiği olarak kabul edilen yerel yönetim kuruluşlarının ve özelde en karakteristik yerel yönetim birimi olan belediyelerin kendisinin şeklen demokratik kuruluşlar olsa da demokrasinin içselleştirilme durumlarını göz önüne aldığımızda büyük ölçekli sıkıntılar ortadadır.
Genelde yerel yönetimlerdeki özelde belediyelerdeki böylesi fakir demokratiklik düzeyi, 5393 sayılı belediye kanunuyla kurulan Kent Konseyleri de bu fakirlikten nasibini almaktadır. Şeklen geniş katılımlı çok ta karizmatik bir imaj çizen kent konseyleri kuruluşları, organlarının oluşumları ve kurullarının işleyişi bakımından demokratiklik açısından son derece vahim tablolar ortaya koymaktadır.
Makalemizde Kent Konseylerinin oluşum ve işleyişlerindeki bu sorunsallar ele alınacaktır. Faydalı olması ümidi ile.
Anahtar Kelimeler: kent konseyi, kent konseylerinin demokratikliği, demokratik düzey, çoğulcu demokrasi, katılımcı demokrasi, sivil toplum kuruluşu, yönetişim Okumaya devam et
www.yazarportal.com İnteraktif Köşe Yazarı Gazetesi Yayın Editörü
ÖZET:
Ortadoğu, insanlığın kadim coğrafyası, petrolün keşfinden bugüne yüzyılı aşan bir süredir oluk oluk kanların toprağı suladığı susuz topraklar. Petrol, hala günümüzün jeopolitiğini belirleyen temel faktör olma özelliğini sürdürürken 1980’lerden itibaren “global statüko” açısından stratejik açıdan petrolün yerine hazırlanan jeopolitik unsur olarak “su kaynakları sorunu” ön plana çıkmaya başlamıştır.
Gerek kaynakları kontrol etme gerekse ülke ve bölgelere müdahale stratejisi üretme açısından yeterince hünerli olan statükonun yine aynı bölgede hem de bölge için çok da yeterli olmayan bir faktörü seçmesi oldukça manidardır. Bu bakımdan konunun hem global statüko açısından ne anlama geldiğinin hem de bölge ülkeleri açısından ifade ettiği mananın etraflıca ele alınması gerekmektedir.
>>>401/Unauthorized #