Aylık arşivler: Mayıs 2008

Tarihten Bu Güne Muhtıra Çeşitleri -I (Y-Muhtıra Kaç Yazar)

Dünyadaki ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki değişim sonucu askerlik kurumunun, ordunun yönetim kurumunun fonksiyonu olabildiğince değişmiştir. Önceki zamanlara göre, kontrol ve yönetim otoriteleri önemli ölçüde fisyona (parçalanmaya) uğramış, yetkiler gittikçe desantralize olmaya başlamıştır. Okumaya devam et

Siyaset Kurumu – Ek – 1

Siyasi partilerin fiziki ve moral yapıları üzerine birkaç konuda daha söz etmek gerek. Bu da hukuksuzluğun ve yasa dışılığın normal bir yaşam biçimi haline dönüşmesi. Parti içi iktidar sahipleri ellerindeki iktidar gücünü sürekli duruma getirebilmek için her türlü hukuk dışı uygulamayı sonuna kadar kullanmakta.
Hatırlarsanız İmar Bankası’na el konulduğu günlerde uzun bir süre kayıtlara ulaşmak mümkün olmadı. Bunun nedeni ise çifte kayıtların olması, kimi hesapların fiktif olması, kimi hesapların ise hiç kaydının olmamasıydı.Çok uzun süren çalışmalar sonucu bankanın mudileri bulunabildi.


Peki, bu durum bir siyasi partide olabilir mi ? Olamaz demeyi çok isterdim. Zira siyasi partilerin üye kütükleri bilindiği gibi Cumhuriyet Baş Savcılığında bulunmaktadır.Yani en üst düzeyde yargı’nın denetimine Tabidir.Hiç bir hata olamaz, olmamalı diye düşünürsünüz.
Siyasi partilerin tutmak zorunda oldukları defterler vardır. Bu defterler kimi zaman parti müfettişlerince, gerekli durumlarda savcılık tarafından incelenir.Bu defterlerden birisi de gelen – giden evrak kayıt defteridir. Bir partide bu defterlerden birisi resmi (ilçe seçim kurulu tarafından tasdikli) diğeri gayrı resmi iki tane olabilir mi ? Olabiliyor.
Siz bir dilekçe verdiğinizde,önce dilekçeniz gayrı resmi deftere kayıt edilir. Dilekçeniz ilk yönetim kurulu toplantısında görüşülmek üzere, yönetime havale edilir. Yönetim, eğer sizin verdiğiniz dilekçede kendi aleyhlerine bir konu yoksa bunu resmi deftere kaydeder ve size gerekli yanıtı verirler. Eğer sizin verdiğiniz dilekçe, parti içi iktidarın işine gelmiyorsa hiçbir zaman dilekçenize yanıt alamazsınız. Dilekçe verdim diye iddia ettiğinizde ise resmi olan evrak kayıt defteri açılır ve sizin hiçbir zaman böyle bir dilekçe vermediğiniz, partiyi zaafa uğratmak için asılsız dedikodu yaydığınız iddia edilir ve iş disiplin kurulu kararıyla ihraç istemine kadar gider.
Daha önce, bir siyasi partiye üye olmanın ne kadar zor olduğunu da yazmıştım. Gördüğünüz gibi üye olmak, üyeliğini sürdürebilmek çok zordur.Ha bu arada hiç haberiniz yokken ihraç bile edilebilirsiniz.Bunu da kongre sürecinde asılan üye listesinden anlarsınız. Bir şeyler yapmak için yırtınırsınız, fakat dert anlatabileceğiniz hiç kimseyi bulamazsınız.
Bu gidişe dur demek için ne yapmalı ?

Siyaset Kurumu – Ek – 2

Siyasi partilere üye olmak veya üyelikten ayrılmak birilerinin iki dudağından çıkacak karara göre olmamalıdır.Üyeliğe giriş,üyeliğin devamı ve üyelikten ayrılış yargı’nın garantisi ve teminatı altında olmalıdır.

Böyle bir düzenleme olduğunda ise SPK’nın 12/b maddesindeki : “Siyasî partiler üye olma istemlerini Okumaya devam et

Pazar Yazısı: Şeytana Arzuhalim Var!

Pazar günleri politik/siyasal/ekonomik konulara girmemeyi prensip haline getirdim. Artık en azından Pazar gününü ya edebiyata ya da yaşamdan kesitlere ayıracağım. Ben dahil herkesin içinden çıkaramadığı, insanları birbirine kırdıran, menfaat, para maddiyat hırsı, şehvet vb. ilkel duyguların ardına saklanmış dinsel tabirle şeytan, bilimsel tabirle, kötü ruh, ideal olmayan bilinçaltıma / bilinçaltına yazılmış bir istidadır aşağıdaki dizeler.

Şeytana Arzuhalim Var!

Pişmanlıklar içinde kıvranan nefsime dadanmış,
Ruhumun ümüğünü çıkarmaya adanmış,
Figüran güzelliklerin ardından abanmış,
Garabetliğinden yıldığım şeytanım, sana arzuhalim var!
Ey Ferman dinlemez uslanmaz, derdest nefsim,
Sana uzatılmış güle gizli tuzaklardan kaçıp,
Halatları atsan, köprüleri yaksan, sığınsan dingin limanlara,
Gölgesine sığındığın sahte nimetlerin diyetlerini ah bir tutsan,
Çeldirmek için tetik yaptığın efkarlarımdan ahh bir kurtulsan!
Ey yer küre, ey dönüp duran felek,
Ey ömrümü törpüleyen matruşkalar içindeki sis,
Ey canımı sömüren ateşten yelek,
Ey kör gözüne kör gözlerin aşık olduğu iblis,
Ey hasretlerimi zincirleyen feryatlarımdaki pelesenk,
Ey beterliklerin kuyusundaki his, sana arzuhalim var!

Ahmed Emin FİDAN
25 Mayıs 2008 Balıkesir

Ey şeytan, dökül mazlumun gözyaşlarından, kahrol, arzuhalim kahrınadır ilelebed. Arzuhalim önce bilinçaltıma sonra toplumsal kurumların yöneticilerinin bilinçaltınadır.

Yazı Sözlüğü:
İstida
: Dilekçe
Arzuhal: Meramını, derdini, isteğini, durumunu anlatan yazı, dilekçe
Derdest: El çektirme, dışlanma, hakir görülme
Pelesenk: Zaptetme, irtibatlandırma, yapıştırma, yazıdaki anlamı, diline dolandırılan sürekli konuşulan olay veya kişi.
İlelebed: Mütemadiyen, devamlı olarak, sonsuzluğa kadar

Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com , http://www.gunesgazetesi.net http://www.kamudanhaber.com http://www.bilgievreni.com , http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr www.radyobrt.net ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Yapaylıkların Ötelenmesi Üzerine

Son on yıllarda kendini daha fazla hissettiren küresel bunalım gerek su kaynaklarının korunmasını, gerek su kullanımının yönlendirilmesini, gerekse kullanılmış suların uzaklaştırılması konularında radikal önlemler almayı zorunlu hale getirmiştir.Suyun gerek kentiçinde dağıtımı, gerek uzaklaştırılması, tam olarak yerel kamusal bir hizmettir. Kent içinde kullanılan su kaynağının verimli olarak kullanılması aynı zamanda ulusal su kaynaklarının ve küresel olarak varolan tatlı su kaynaklarının değerlendirilmesi açısından bireysel değil toplumsal bir olaydır.Kullanılmış suların dağıtım noktalarının şebeke düzenlemelerinin, şebeke düzenlemesinde kullanılan teknolojinin, suyun konut ve işyerlerine dağıtım planının en verimli kullanımını sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.

Dünya var oldukça var olan deniz suyunun arıtılıp gerekli minerallerle donatıldıktan sonra içme suyu elde edilebilecektir. Bu durum nihai bir durumdur. Ancak bireylere düşen, kaynak sularının ömrünü uzatmaktır.

Bilgi ötesi toplumunda zaten hemen hemen her şey yapay olacağından dolayı kullanılan suyun da doğal olması düşünülemez. ŞUNU BU GÜNDEN SÖYLEYEBİLİRİZ Kİ, HER GELEN GÜN HER GEÇEN SANİYE İNSANLIĞI, İNSAN PSİKOLOJİSİNİ HIZLA YAPAYLIĞA GÖTÜRMEKTEDİR.

Yapaylık, sadece eşyalarda değil insanların psikolojilerinde, anatomilerinde (uzuvlarında) olacaktır. Bu gün için insanlığın en temel ve zorlu görevi bu yapaylığı öteleyebilmektir.

Ötelenmesi gereken bu yapaylıklardan en önemlisi DOĞAL SU KAYNAKLARININ KORUNMASI ve DOĞAL SUYUN evimize kadar girdiği günleri uzatmaktır. Farkındaysanız uzatma, erteleme, geciktirme kelimelerini kullanmaktayım. Çünkü bu kader kaçınılmazdır. Kaçınılan tek şey bunu öteleyebilmektir.

Bilinçli yarınlar dileğimle.

Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com , http://www.gunesgazetesi.net http://www.kamudanhaber.com http://www.bilgievreni.com , http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr www.radyobrt.net ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.