Aylık arşivler: Eylül 2012

Gündem: Kentsel Alanda Desantralizasyon Eğilimleri

Gündem: Kentsel Alanda Desantralizasyon Eğilimleri

İÇİNDEKİLER

Gündemli Makaleler:

  1. Kapak: Kapak:  Ekümenik Kentsel Alanlara Doğru… / EDİTÖRDEN
  2. Kentsel Alan Tanımında Yeni Eğilimler ve Küreselleşme Bağlamında Türkiye’de Kurulan 13 Yeni Büyükşehir Belediyesinin Kent Sınırı Kapsamında Değerlendirilmesi / Yrd.Doç.Dr. Ahmet FİDAN
  3. İlköğretim 7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı İçeriklerinde Kent ve Köy Kültürü Unsurları / Yrd.Doç.Dr. Cengiz ŞİMŞEK

Gündemsiz Makaleler:

  1. AB Tarım Politikasına Uyum Perspektifinde Fiskobirlik ve Fındık Üreticilerinin Ekonomik ve Sosyal Sorunlarına Çözüm Arayışları / Doç.Dr. Gürol ÖZCÜRE

Kapak: Ekümenik Kentsel Alanlara Doğru / EDİTÖRDEN

Değerli Okurlarımız;

Küreselleşme ve yerelleşme, ilk bakışla birbirine karşıt olan iki ayrı olgu olarak görülse de, bu iki kavramın, aslında birbirini tamamlama noktasında ne kadar önemli olduğu muhakkaktır. Bu bağlamda, kapitalizmin hormonlu olarak geliştirdiği büyüme ve genişleme aynı zamanda ‘bilinirlik’ olgusunu da tetiklemektedir.

Küreselleşmenin kendi obez yayılımı için, yerelleşme kaçınılmazdır. Zira yerel bilindikçe ya da yerelin üzerindeki “bilinirlik” yaftası arttıkça, küresel eğilimler, yereli daha iyi ve daha sağlıklı okuyabilmekte ve bu mantıksal zincirle yereli daha mantıklı ve uzun erimli olarak sömürebilmektedir. Küresel güçlerin ‘küresellik’ argümanıyla ekonomik istikrarını sağlamadaki performansı, yereli ilk etapta cilalarken ‘yerel değerleri de kontrollü bir kaos ortamında asimile etmektedir. Okumaya devam et

Kentsel Alan Tanımında Yeni Eğilimler ve Küreselleşme Bağlamında Türkiye’de Kurulacak 13 Yeni Büyükşehir Belediyesinin Kent Sınırı Kapsamında Değerlendirilmesi

Kentsel Alan Tanımında Yeni Eğilimler ve Küreselleşme Bağlamında Türkiye’de Kurulacak 13 Yeni Büyükşehir Belediyesinin Kent Sınırı Kapsamında Değerlendirilmesi

Yrd.Doç.Dr. Ahmet FİDAN

Ordu Üniversitesi Ünye İİBF Öğretim Üyesi

ÖZET:

2004-2005 yıllarındaki yerel yönetim reformları ve yasal yenilenme sürecinden bu yana, kent ve kente dair irili ufaklı binlerce gelişme olmuştur. Ne var ki, kapsamımızın entelektüel ölçeği, öne çıkarılması gereken konu sayısını daraltmaktadır. Bu açıdan bahsini ettiğimiz yıllardan bu günlere kadar, Türkiye’deki yerel yönetim birimlerinden ‘Büyükşehir Belediyeleri’nin sayılarına 13 tane daha eklenerek Büyükşehir Belediye sayısının 29 a çıkarılması yönetim bilimleri disiplini içinde yerel yönetimler bilim alanındaki en önemli gelişmelerdi. Zira bu değişiklik ile, büyükşehirlerimiz sadece sayısal artışla kalmamış, 13 Büyükşehir ile birlikte diğer bütün Büyükşehir Belediyelerinin de sınırları il idari sınırı ile birleştirilmiştir. Böylece, bir yandan Türkiye’ye 13 Büyükşehir Belediyesi daha kazandırılmış, bir yandan da 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda nüfus sayısında bir değişikliğe gidilmeksizin bu değişiklik gerçekleştirilmiş oldu.

Bu son yerel yönetimlere ilişkin yasal değişiklik büyükşehir sınırları içinde neredeyse tamamen anlamsız hale gelmiş olan İl Özel Yönetimlerinin sonunu getirerek yönetimde tek başlılık, etkinlik ve verimlilik açısından son derece isabetli bir düzeni de sağlamış olacaktır.

Çalışmamızda, ilkin, 13 yeni büyükşehir belediyesinin gerekliliği, ardından bunların türel bağlamda seçiminin irdelenmesini, ardından bu değişikliğin zamanlamasını, ardından, il idare sınırı ile örtüştürme uygulamasını ve en son olarak ta bu süreçte belde iken köye dönüşen veya bir ilçeden başka ilçeye bağlanan belde veya yerleşim yerlerinin değerlendirilmesini yapıp, bundan sonraki benzer süreçlerin daha sağlıklı yönetilmesi veya yönlendirilmesi açısından önerilerde bulunulacaktır. Okumaya devam et

İlköğretim 7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı İçeriklerinde Kent ve Köy Kültürü Unsurları

Yrd.Doç.Dr. Cengiz ŞİMŞEK*

Fatih Üniversitesi

 

Özet

Ders kitabı içeriklerinin sadece konu alanıyla ilişkili olmadıkları, güncel konuların ders konusuyla ilişkilendirilmesi, yaşanılan bölgenin genel ve kültürel mirasının bilgi yoluyla aktarılması amacıyla da ilişkili oldukları bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla içerikler gerek ders kitabı yazımında ve gerekse konu anlatımlarında büyük bir özenle seçilirler. Bu nedenle 2012 yılı itibariyle İstanbul il sınırlarındaki ilköğretim 7. Sınıflarda ders kitabı olarak okutulan Türkçe kitabı içerikleri kent ve köy kültür unsurları bakımından nitel bir araştırma deseni ve içerik analizi veri toplama yöntemiyle incelenmiştir. Yapılan incelemede kitapta 30 metin, 54 resim, 61 de çizim kullanıldığı tespit edilmiştir. Analizlerde 93’ü kent, 53’ü de köye ait olmak üzere toplam 106 farklı kültür unsuruna atıf yapıldığı tespit edilmiştir. Tekrarlarla birlikte kent unsurlarına 118, köy unsurlarına ise 55 kez atıf yapılmıştır. Kent kültür unsurlarından 95’inin özendirici, 23’ünün yerici; 55 köy unsurundan ise 43’ünün özendirici, 12’sinin yerici nitelikte olduğu tespit edilmiştir. Kültür unsurlarının bir araya niteliksel yığılma özelliklerine bakıldığında sosyal, edebi, doğal, mimarî-yapı, arkeolojik-tarihî, ailevî ve teknolojik olmak üzere 7 ayrı grupta toplandıkları tespit edilmiştir. Kent kültüründe “kalabalık”, “gürültü”, “komşuluk”, “yeşil alan eksikliği” ve “doğadan uzaklık” gibi unsurlar yerilirken, “sinema”, “fabrika”, “kitap”, “sahil”, “bina” gibi unsurlara özendirildiği; köy kültüründe ise “köy yaşamı”, “bağlama”, “usta”, “sokak”, “ev” gibi unsurlar yerilirken, “kır”, “kuş”, “orman”, “pekmez”, “rüzgâr” gibi unsurlara da özendirildiği dikkat çekmektedir. Bu haliyle Türkçe kitabı kent ve köy kültürü unsurlarını yeteri kadar geniş yelpazede ve olması gerektiği gibi yansıtamamaktadır. Araştırmanın diğer ders kitaplarını da kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekmektedir. Okumaya devam et

AB Tarım Politikasına Uyum Perspektifinde Fiskobirlik ve Fındık Üreticilerinin Ekonomik Ve Sosyal Sorunlarına Çözüm Arayışları

Doç.Dr. Gürol ÖZCÜRE*

Ünye İİBF Öğretim Üyesi

Özet 

Türkiye’de tarım kesiminin yaygınlığına karşın, küreselleşme ve AB’nin gereklerine uyum çabaları henüz istenen sonuçları vermekten uzak kalmıştır. Dolayısıyla, istihdam, yeniden yapılanma ve tarımsal destekleme sistemi uyum sorunları ile karşılaşmıştır. Bu alandaki gecikmeler, çiftçileri, tüketicileri, kamu otoriteleri ve hükümet temsilcilerini güç durumda bırakmakta ve olumsuz etkilemektedir. Bu koşulların etkisini yoğun olarak hissettirdiği Karadeniz Bölgesi’nde, günümüzde, geniş bir çiftçi grubunun tek geçim kaynağı fındık tarımıdır. Fındık üreticilerinin üye olduğu kooperatif kuruluş Fiskobirlik, 2000 yılından itibaren yeniden yapılandırmaya tabi tutulmuştur. Fiskobirlik, 2005 ve 2006 yılı fındık alım sezonunda aldığı ürünün bir kısmının bedelini, bugüne kadar ödeyememiştir. Böylece, 1938’de kuruluşundan günümüze kadar görülmedik bir şekilde, bir finansman krizine girmiştir. Bu gelişmeler çiftçilerin pek çok ekonomik ve sosyal sorunla karşılaşmasına ve 31 Temmuz 2006’da, Ordu İli’nde yüz bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen Okumaya devam et