Aylık arşivler: Eylül 2017
A Few Things About Our Autumn Issue and Future Publications / Güz Sayımız ve Gelecek Yayınlarımıza İlişkin Birkaç konu
Merhaba Kent Akademisi Okurlarımız;
Yine, yeni bir sayıda sizlerle olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Yaz sayımızda, güz sayımıza ilişkin konular, alt başlıklar vermiştik. Bu konulara ilişkin özel makaleler tercih edilmediğinden, her sayı bir konuda odaklanmanın akademik insan gücü ve araştırmacı bağlamında alt yapının oluşmadığını düşündük. Bunda dergimizin daha yeni uluslararası alana yönelmesinden, ülke içinde bu alana özgü eser üreten bilim insanı ve araştırmacı alt yapısının nicelik açıdan yetersizliğinden veya dergimizin kendi yayın aralığındaki tematik yerinin henüz tam olarak doldurulmadığından kaynaklanabileceğini düşündük. Bu nedenle konu bazında sayı çıkarma kararımızın bir müddet daha ötelenmesinin uygun olacağını düşündük.
Ne var yine de 2018 yılı sonuna kadar makale içeriği bakımından kent /şehir, yerleşim yeri, medeniyet, kültür, yerel ve merkezi yönetim, kamu yönetimi odağında makaleleri özellikle tercih edeceğimizi, bu alanda makale sayısının 10 un altında olması durumunda, alan dışı makaleleri kabul edeceğimizin bilinmesini isteriz.
- TÜBİTAK TR DİZİN SEMPOZYUMU
2-3 Kasım 2017 tarihlerinde düzenlenecek TR Dizin Ulusal Akademik Yayıncılık Sempozyumu’na dergi editörlerimizle birlikte katılıp, özellikle elektronik yayıncıların sorunlarını, sistem ve /veya sistematik önerilerimizi sunacağız. Dergimizin diğer indekslerce taranması yönündeki girişimlerimizi birinci elden yürütmüş olacağız.
- GÖBEKLİ TEPE
Şanlıurfa’ya 15 km uzaklıktaki bu antik kentteki buluntular, devasa yapıların ve kültürel düzeyin onbin yıllar önce de çok ileri boyutlarda olması, insanoğlu’nun medeni derinliğini, homosapiens ve insan dışı evrendeki yaratıklar ile insan ilişkilerini daha genel anlamda EZOTERİZM kavramını daha da ön plana çıkarmıştır. Göbeklitepe, aynı zamanda, insanoğlunun şimdiye kadar kabul ettiği kronoloji, tarih ve tarih dönemleri ile, din, totem ve inanışa ilişkin olgularının yeniden yorumlanması ve değerlendirilmesi gerektiğini de ortaya çıkarmıştır. Bizlerin bilim insanları olarak insanoğlunun uygarlık derinliğine katkısı bu anlamda bir başka önem taşıyan hususlardır. İlerleyen zaman dilimlerinde özellikle yer küremizdeki antik kent araştırmalarının dergimizin özellikle tercih edeceği alanlar olduğunu da vurgulamak isteriz.
- GELECEK SAYIMIZA İLİŞKİN:
Gelecek sayımızdan itibaren, kabul edeceğimiz makalelerin ingilizce olarak yazılmasını tercih/temenni ediyoruz. Makale yazarlarımızın eserlerinin özgün konulara yönelmeleri, yayın önceliklerimiz arasında, yeni bir konu veya alana ilişkin çalışmaları, veya bir alana ilişkin çalışmaların yeni bir alana yönelik uygulanmasını, veya varolan çalışmaların akademik açıdan tenkidi (editöre mektup) ve /veya vak’a takdimi türündeki eserleri öncelikli olarak görmek istiyoruz.
- MART SAYIMIZA İLİŞKİN:
Mart 2018 Sayımızın teması ve kapsamı, “Kent ve Çevre Sağlığı İlişkisi” olacaktır. Bu kapsamda, II. Uluslararası Şehir, Çevre Sağlık Kongresi’ndeki bildirilerden yayın kurulumuzca uygun görülenler, Kongre Düzenleme Kurulu İle karşılıklı görüşme ve akreditasyonları kapsamında dergimizde yayınlanacaktır. Şehir, Çevre ve Sağlık Kongresi ni bu vesile ile dergimizde de duyurmaktan mutlu oluyoruz. Konre Programı İçin Tıklayınız
Aydınlık yarınlar temennisi ile.
Yayın Kurulu Adına
GENEL YAYIN EDİTÖRÜ
Case: In the Context of The Depth of Civilizations, Plastic Digital Destruction
In the Context of The Depth of Civilizations, Plastic Digital Destruction
Durum: Uygarlıkların Derinliği Kapsamında, Plastik Dijital Yokoluş
Dünyanın varoluşundan bu güne yer küre üzerinde yaşayan insanoğlu, uygarlığa yönelik yüzyıllarca, hatta bin yıllarca, kendisinden sonraki nesillere ulaşabilecek eserler bırakmıştır. Bu nedenledir ki, insanlık olarak bu günkü uygarlıklarımızın geçmişle bağlantısını ve gelece yönelik kestirimlerini bu kadim eserlerden ve veya yazıtlardan yararlanark ortaya koyabilmekteyiz. İnsanların yer küre üzerindeki kalıcı izleri, son ikiyüz yıla kadar çoğunlukla taş yapılar ve / veya yapıtlar, abideler üzerinde görülmektedir. Ne var ki, günümüz insanları, uygarlığa yönelik kendisinden bin hatta on bin yıl sonraki nesillere uygarlıklarının devmanını ulaştıracak kalıcı eserler bırakmamakta / bırakamamaktadır. Zira son iki yüz yıla yakın zamandır, ortaya konulan eserler, plastik ve elektronik tabanlı olarak yürütülmektedir.
Gezegenimizin ve hatta galaksimizin başına gelebilecek küresel hatta evrensel kaynaklı doğal veya yapay bir afet veya saldırıda, Okumaya devam et
Siyasal Etki Değerlendirme Analizlerinde Göçün Yeri ve Boyutu: Türkiye İncelemesi
Siyasal Etki Değerlendirme Analizlerinde
Göçün Yeri ve Boyutu: Türkiye İncelemesi
Prof.Dr. Yakup BULUT[1]
Mustafa Kemal Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
Yrd.Doç.Dr. Soner AKIN[2]
Mustafa Kemal Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
ÖZ:
Göç politikaları ve bunların etkilerinin analiz edilmesi, değerlendirmesi gereken en önemli konulardan biri haline gelmiştir. Özellikle Suriyeli göçmenlerin ve sığınmacıların durumu dikkate alındığında, oluşturulan göç yönetimi ve buna ilişkin politikaların etkinlik düzeyinin ölçülmesi için metodolojik yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Etki değerlendirme analizleri, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesi ve var ise olumsuz etkilerin önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesinde kullanılan bir yönetim metodudur. Risk düzeyinin asgari düzeye çekilmesi için, yapılması gereken çalışmaların olup olmadığını tayin etmede kullanılan başlıca kamu politikası planlama metotlarından da biridir. Seçilen yerleri ve teknoloji alternatiflerini belirlemek ve değerlendirmek; projelerin uygulanmasını izlemek ve kontrol etmek amaçlı etütlerde de etki değerlendirme yöntemlerine başvurulabilmektedir. Planlanan projenin veya politika adımının ilk olarak çevresel görünümü, faktör temelli etki değerlendirmesi için tespit edilmesi gereken ilk konudur. Ülkemizde etki değerlendirme prosedürü bireysel başvuruyla başlayan ve ilgili makamın verdiği kararla biten süreci ifade etmektedir. Bu etki değerlendirmesi, kamu sektörü için de önemli bir alternatif haline getirilebilir. Özellikle “Siyasal Etki Değerlendirmeleri” ve ilgili analizler, kamu politikasının ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerinin değerlendirilmesinde önemli olabilir ki, bu bağlamda halkın çoğunluğu tarafından yasal olarak uygulanan resmi prosedürlerin takibi de ortaya konabilir. Bu analizler, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, Avrupa Komisyonu ve Amerika Birleşik Devletleri gibi kimi ulus ve ulus üstü yapılanmalarında, kendi uygulamalarına ilişkin görülen politika oluşturma sürecine dahil edilen bir yaklaşım haline gelmiştir. Etki gören düzey bağlamında değerlendirildiğinde; önemli siyasal etki değerlendirme türlerinden bahsedilebilir. Küresel düzey, politik düzey, stratejik düzey ve proje düzeyi bunlardan bazılarıdır. Bu çalışmada da göçün yeri ve boyutu ile ilgili “Siyasi Etki Değerlendirmesi” yapılmaktadır. Göç gibi sosyal etki sahibi olaylara ve diğer sosyal etki değerlendirmelere siyasal etki değerlendirme analizi açısından bakılmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’de siyasi etki değerlendirme mekanizması ve uluslararası uygulamalar, göçün kapsamına göre incelenecek ve siyasi etki analizinin göçün etki düzeyi için en uygun model olup olmadığı ve özellikle Türkiye için hukuki prosedür ve diğer değerlendirme prosedürünün geliştirilmesi için öneriler yapılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Siyasal Etki Değerlendirmesi Yöntemi, Etki analizlerinde göç, Sosyal Etki Analizi, Göçmen. Okumaya devam et
İnsan Haklarının Korunmasında Kent Konseylerinin Rolü: Eskişehir Örneği Üzerine Bir Değerlendirme
İnsan Haklarının Korunmasında
Kent Konseylerinin Rolü:
Eskişehir Örneği Üzerine Bir Değerlendirme
Yrd.Doç.Dr. Duru ŞAHYAR AKDEMİR
Anadolu Üniversitesi, İktisat Fakültesi
ÖZ:
Kamunun yönetiminde gözetilmesi gereken en temel husus her bir yurttaşa “temel haklarla ilgili ihtiyaçlarını eşitçe karşılama olanağı” sağlanmasıdır. Klasik yönetim anlayışının hâkim olduğu sistemlerde kişiler yönetime aktif olarak katılamamakta, temsil edilememekte, haklarıyla ilgili konularda yeterli bilgiye erişememektedir. Böylece insan haklarının özü gerçekleşememekte ve insan haklarının korunması engellenmektedir. Bu durum da demokrasilerde ve yönetimde yeni arayışlara yol açmaktadır. Yönetişim anlayışı ise “vatandaşların ve grupların çıkarlarını ifade ettikleri, haklarını ve ödevlerini gerçekleştirebildikleri ve farklılıklara aracılık eden” “mekanizmalar, süreçler, ilişkiler ve kurumlar” olarak klasik yönetim anlayışına güçlü bir alternatif olmaktadır. Kent konseyleri de yönetişim kapsamında hayata geçirilmiş olan mekanizmalardır. Bu durumda kent konseylerin insan haklarının geliştirilmesine ve korunmasına katkı sağlamalarını beklemek yanlış olmayacaktır.
Çalışmanın amacı, yönetişim ve insan hakları arasındaki bağa dikkat çekerek kent konseylerinin işlevlerini insan hakları yaklaşımı ile ele almak ve bu kapsamda Eskişehir’de yer alan kent konseyleri örnekleri üzerinden değerlendirmelerde bulunmaktır.[1]
Anahtar Kelimeler: İnsan Hakları, Kamu Yönetimi, Yönetişim, Gündem 21, Kent Konseyleri, Eskişehir
The Role Of The City Councils In The Protection Of Human Rights: An Evaluation On Eskişehir Sample